17 Şubat 2010 Çarşamba

Gezi Yazıları 1: Roma gezi rehberi


Roma tek kelimeyle muhteşem bir şehir… Avrupa’nın ve belki de dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Kendisini süslü ve biraz da yapmacık tarzıyla pazarlamaya çalışan ve bunu da oldukça iyi başaran Parisin yanında, yıllanmış bir duru bir güzelliğe ve doğal bir çekiciliği sahip… Yani tam anlamıyla kaygısız bir şehir denilebilir…  Fransızlar “Seule Paris est digne de Rome; seule Rome est digne de Paris” yani “ancak Paris Roma’ya layıktır; ancak Roma Paris’e layıktır” diye Roma’yı özetler. Kardeş şehir olmalarına karşın, kız kardeş Paris ahalisinin ve de genelde Fransızların Roma’yı biraz kıskandığı düşüncesi ben çoktan kök salmış durumda.
Her köşeyi döndüğünüzde tarihin derinliklerinde getirip size sunacağı yapıları, ki bunu çekemeyen bazı  Avrupalı dostlar “mostly ruins” diye küçümsemektedir ama aslında görebilen için daha önemli mesajlar verir,  doğallığı ve bazen de tüm heybetiyle karşınıza dikiliverir ve binlerce yıllık bir medeniyetin canlı bir heykeli olduğunu hissettirir size.  Roma’da attığınız her adımda geçmişten geleceğe uzanan bir büyük medeniyetin ayak izlerini görürsünüz. 

Rönesansın izleri, tabiri caizse Röneransın başkenti olan Floransa’ya ( Firenze) nazire yaparcasına Roma şehrinin ruhunda kendine önemli bir yer bulur. Bir de tabi ki Vatikan ki St. Peter's Basilica’sına girdiğiniz zaman o görsel şölen karşısında hayretten ağzınız açık kalacaktır. Kimileri için dini herhangi bir hissiyet oluşturmayan bu yapının Hıristiyanlar için ne kadar önemli olduğunu çevrenizdeki insanlara bakınca hemen anlayıverirsiz. 
Almanya, Lüksemburg veya Hollanda civarında yaşıyorsanız eğer kesinlikle gitmemeniz gereken bir şehir. Çünkü o tarihsel dokuyu, muhteşemliği ve tabiki iklim şartlarını gördükten sonra geri döndüğünüzde kendinizden ve ülkenizden nefret edebilirsiniz. Ya da giderseniz kısa süre kalmanızda ve hemen geri dönmenizde fayda var ki gördükleriniz sadece bir rüya olduğunu düşünür ve kendi kendinizi avutabilirsiniz.
Romayı iki güne sığdırmaya çalışmak tam bir insanlık suçu ki bunu Romaya bizim gibi iki günlüğüne giderseniz dönüş yolculuğunda anlıyorsunuz ve de suçunuzu kabul edip beraber gittiğiniz şahsı muhteremle dönüş yolculuğunda konuşmamanızı tavsiye ederim.  Romadan alınacak ilk ders en az üç tam gün ayrılması gereken bir şehir olduğudur.
Lüksemburgtan arabayla gecenin köründeFrankfurt Hann’a ve ordan İrlanda şirketi RyanAir ile Romaya ve de Campioni Havaalanından Shuttle Bus’ı alıp şehir merkezine kadar uzandı kısa yolculuğumuz…  Bu arada uçağın pilotunun “eğer suyu dökerseniz panik yapmayın” gibi sözlerle şebeklik yapıp sizi güldürmeye çalışması veya “now keep your money ready to pay for our delicious foods and drinks” diyerek seyyar satıcı havasında pazarlama yapması ya da shuttle bus’a binince “abi hemen kalkıyoruz” denildikten sonra 30 dakika otobüsün dolmasının beklemesi gibi vakalara rastladığınızda bir Türk olarak “memlekete mi gidiyorum lan” demekten kendinizi alamayabilirsiniz … Hele bir de çaktırmadan uyanıklık yapıp sıranızı kapmaya çalışan bir embesili gördüğünüzde sanki “Birader ateş var mı?” diyecekmiş zannediyorsunuz. Ama Termini istasyonun arkasında yan parkedilmiş bir araba görünce bizim daha iyi araba kullanan bir millet olduğumuzu hatırlayıp farklı bir ülkede olduğunuza kanaat getirirsiniz.
Termini akşamları şehrin en tehliki yeridir denir ancak her ne kadar serseri üç beş tip görsek de herhangi bir tehlike atlatmadık ancak uyarıları dikkate alarak çantamızı önümüzde cüzdanımızı iç ceplerimizde taşıdık. Terminiye 250 metre mesafedeki olan ve booking.com’dan ayarladığımız otele ve uçak biletine kişi başı toplam 97,8 Euro vediğimizi ve otelde kahvaltının dahil olduğunu da ekleyerek gezinin ne kadar ucuza geldiğin altını çizmek isterim ki biz Türklerin en önemli hassasiyetlerinden birisidir.

Romaya gider gitmez yapacağınız iş koşarak Kolezyuma gitmektir ki en azından 4-5 saat bu civarda harcayabilirsiniz. Ancak bizim gibi sabahtan gidip Termini istasyonuna yakın bir mekanda konaklayacaksanız,  otele check in için saat 12:00’ı bekleyip bu arada da Piazza Della Repubblica ve  Michelangelo’nun mimarisinin bir eseri olan ve tarihi bir hamamın yanında bulunan Santa Maria Kilisesini ve yine Kolezyuma gidiş yolu üzerindeki Santa Maria Maggiore Basilikasını görmeniz zamandan tasarruf anlamına gelecektir.
Fotoğraf çekmeyi sevenler için en iyi yerler,  kolezyumun batısındaki  “Arch of Constantine” nin yanı  ve bir de kuzey batısında  Victor Emmanuel  anıtına giden yoldur.  Yönlerle aram pek yoktur ya neyse… En iyi zamanlar ise ikindi vakti ve tabi gecedir.  Ancak Victor Emmanuel  anıtına giden yolun aydınlatması aşırı fazla ve beyaz renk olduğu için bu yolda iyi gece fotosu çekmek pek mümkün değildir. O sebeble sol taraftaki merdivenlerden çıkılarak kolezyunum güzel fotoğrafları çekilebilir. Hatta üç ayağa da ihtiyacınız olmayacaktır. Ayrıca kiliselerdeki girişte bulunan sadaka sandıkları da üç ayak işlevi görmekte oldukça başarılıdır doğrusu… 

Tabi Pariste Eyfelin karşısında 1 Euroya teneke Eyfel hediyecikleri satanların yerini burada özellikle profesyonel fotoğraf makinaları için üç ayak satan hintli ve zencilerin aldığını göreceksiniz.  
Seyyar satıcı demişken de aynı Türkiyedeki gibi pazarlık etmekte azami fayda vardır… Normal  şartlarda pazarlık yapmak isterseniz Avrupanın bir çok yerinde suratınıza mal mal bakacaklardır çünkü pazarlık herifçioğullarının kitabında yoktur İtalya müstesna.  Beraber gezdiğim kardeşimi deşifre etmek gibi olmasın ama 35 Euroluk hediyeyi 10 Euroya kapatmıştır kendisi.
Birinci gün için Victor Emmanuel  anıtı (Piazza Venezia), Pantheon, Trevi Çeşmesi, Piazza Novano görülecek ve bolca foto çekilecek mekanlardır. İlk gün bu sayılan mekanları gezmek de fayda vardır çünkü ikinci gün Vatikanda fazlasıyla vakit harcanacaktır. Piazza Novano meydanındaki ünlü ristorante’lerde güzel bir akşam yemeğinin iyi bir fikir olma ihtimali, cebinizdeki parayla orantılıdır ancak asla Paris’tekiler kadar pahalı olmayacaktır. 

Tabii Trevini çeşmesinden biraz bahsetmek gerek. Aşk çeşmesidir kendisi. Turistler arkalarını dönüp bozuk paralarını havuza atar ve böylece rivayete göre Romaya tekrar gelmeyi garanti altına alırlar. Işıklandırması muhteşem olup sudaki yansımalarla beraber çok tatlı gece fotoğrafları çekilebilir.
Bu arada lütfen ama lütfen fındık kadar küçük  kompakt kameralarla gece fotosu çekmeye çalışmayın çünkü profesyonel bir kameradan çıkan fotoları görünce kendi makinanızı aşağılar ve horlarsınız ve de insanlığa olan sevginizde gözle görülür derecede azalma olur.  Ben aynısını Pariste yaşamıştım epey süre kendime gelememiştir.
 İkinci güne Vatikandan, dünyanın en küçük ülkesinden, başlamalı ve de sabahın erken saatlerinde Piazza San Pietro’ya ulaşmalı. Nedeni  hem 3-5 saat orada geçirecek olmanız hem de öğleye kadar güneşi arkanıza alarak güzel fotoğraflar çekme ihtimali. Piazza San Pietro’da fotoğraf çektiren rahibeler görürseniz şaşırmayın hepimiz insanız sonuçta rahibe de olsak vaize de… Belki onlar facebook için profil fotosu yapmayacaklardır kim bilir.

San Pietro Kilisesinin içindeki o muhteşen sanatı gördüğümde ilk düşündüğüm şey “ulan bu adamlar dikkatleri dağılmadan nasıl burda ibadet edebiliyorlar” idi. Gerçekten öylesine iyi bir işçilik var ki insan hayretler içinde kalıyor. Günah çıkaracağım dersenin en uç bölüme kadar girme şansınız  olabilir ki şiddetle tavsiye ederim. Tabi bu arada Müzeye girip Vatikanın haçını görüp çaktırmadan bir fotoğraf çekilebilir…  ne var ki ben kurallara uyan üslubumu bozamadım çoğu zaman…  Yine bu güzel geziyi paylaştığım sevgili kardeşimin kural tanımaz kimliğinin altını bir kez daha çizmeliyim….

Vatikanın en geniş açılı fotolarını çekmek için nehre doğru yürüyüp National Museum of Castel Sant'Angelo’ya çıkmak gerekir. Tabi kalenin girişinin bir bedeli vardır ve gişe görevlisinin bozuk para kalmadı arkadaşlar yoksa size bilet veremeyeceğiz diyebileceğini hesap ederek bozuk para hazırlamak gerekebilir. Ayrıca kalenin içindeki müzeyi  eğer iyi bir müzeseverseniz gezebilirsiz ve antik bir örgüde çocuk emziren kurt figürünü görünce hemen Türk destanlarını hatırlarsınız.
Efsaneye göre,  Romus ile Romulus adlı ikizler amcaları olan kral tarafından  “bunlar büyür benim tahtımı elimden alır” korkusuyla bir sandığa kapatılıp nehre attırılırlar ve derken bunlar kıyıya vurur ve işgüzar bir dişi kurt (belki de kısırdı çocuğu olmuyordu ya da çocukları biraz büyütüp yemeye karar vermişti) bunları bulur, emzirir, büyütür ve derken bunlar okullu olur sınıfları doldurur… En sonunda da Kral Amilusu öldürüp dişi kurtun kendilerini bulduğu yerde Roma yı kurmaya karar verirler.
 Castel Sant'Angelo’dan sonra nehrin karşı tarafına geçerek yürüme mesafesinde olan Piazza del Popolo ve ordan da Piazza di Spagna’ya  mutlaka gidin ve Piazza di Spagna’daki kafelerin birinde mutlaka Roma dondurmasının tadına bakın. 

Tabi vaktiniz  hala var ve ayaklarınız 3 numara büyümemişse şanslısınız. Bu noktada nehri takip ederek gün batımı için güzel fotoğraflar çekme şansınız ve geziyi Campo dei Fiori  meydanında bir yemek yada kahve ile bitirme şansınız var.
Otel ya da havaalanından alacağınız haritadaki yerler için genel bir planlama yapıp harita elinizde geziyi tamamlayabilirsiniz ancak bu durumda da yankesiciler için açık hedefe dönüştüğünüzü unutmayın. Ayrıca haritada San Carlo alle Quattro Fontane’ni göreceksiniz ve bilmeniz gerek şey oraya gitmemeniz. Yoğun trafiğin olduğu dörtyoldaki şekilsiz 4 sebil işte. Zaman kaybı olacağı açıktır.
Tabi benim gibi stadyumsever bir insansanız Roma Olimpiyat stadına 2 günlük bir gezide zaman ayırmak tarihe ve şehre saygısızlık olabilir ve bir de İtalyanların daha para karşılığı stadyum gezdirmeyi keşfedemediklerini söylemek isterim.  Milano (Sansiro) ve Floransa (Stadio Artemio Franchi) daki hayalkırıklıklarım hala hafızamda.
 Sonuçta dönüş vakti gelmiştir ki unutmamanız gereken şey Terminiden en son 20:00 ve 21:30 da Championi Havaalanına Shuttle Bus’lar var ve italyanların çok da dakik olmadığını yine hesaba katmanızda azami yarar vardır.


    

1 Şubat 2010 Pazartesi

Teknoloji 2: 5651 Sayılı Kanuna İlişkin Değerlendirme


Yazdır E-posta
Musa KAYRAK, Sayıştay Başkanlığı   
13.03.2009

5651 Sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” 23 Mayıs 2007 tarihinde 26530 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
5651 Sayılı Kanunda belirtilen hususlar;
  • Telekomünikasyon Kurumu tarafından hazırlanan 24.10.2007 tarihli “Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”,
  • Başbakanlık tarafından hazırlanan 01.11.2007 tarihli “İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik” ve
  • Başbakanlık tarafından hazırlanan 30.11.2007 tarihli “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”
ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Söz konusu mevzuat düzenlemeleri içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemek amacını taşımaktadır. 5651 Sayılı kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıları gibi tanımlamalar yapılmıştır. Daha ziyade özel sektör ve özellikle ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılar olan internet kafelere yönelik düzenlemeler olduğu kanısı yaygın olmasına karşın, yapılan tanımlamalar ve sorumluluklar çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlarının da uymaları gereken önemli yükümlülükler bulunmaktadır. Bu yükümlülükler, idari işlemlerin yanında bilgi güvenliğini de ilgilendiren teknik hususlarda alınması gereken tedbirleri kapsamaktadır.
Bu çalışmanın amacı, kamu kurum ve kuruluşlarının 5651 Sayılı kanunun uygulanmasına ilişkin temel yükümlülüklerini incelemek ve kurumlarının üst yöneticileri ile bilgi işlem birimi yönetici ve çalışanlarını yürürlükteki mevzuat hakkında bilgilendirmektir.
Mevzuata göre kamu kurumlarının sorumlulukları şu şekilde özetlenebilir;

1. Yer Sağlayıcı olan kamu kurumları faaliyet belgesi almakla yükümlüdür.

Yer sağlayıcı, Internet ortamında hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Bu durumda eğer bir kamu kurumu kendi adına yayın yapan bir Internet sitesine sahip ise yer sağlayıcı olarak kabul edilecektir. İntranet uygulamaları ise Internet ortamı olarak nitelendirilmediği için, yer sağlayıcılığı kapsamına girmemektedir. Tüm kamu kurumlarının kendi Internet sitelerine sahip olduğu düşünülürse, kamu kurumlarının “Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara Ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” uyarınca 24.07.2008 tarihine kadar “yer sağlayıcı faaliyet belgesi”  alması zorunludur.Söz konusu yönetmeliğin 4. maddesine göre; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer sağlayıcı olarak faaliyet göstermek isteyen gerçek veya tüzel kişiler, hizmet vermeye başlamadan önce Kurum tarafından düzenlenecek faaliyet belgesini almakla yükümlüdür. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, yer sağlayıcı faaliyet belgesi almaksızın yer sağlayıcılığı faaliyetinde bulunanların Internet erişim hizmeti, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının(TİB) kararıyla ilgili erişim sağlayıcı tarafından durdurulur.Ancak yukarıda belirtilen 24.07.2008 tarihi geçtikten sonra yer sağlayıcı faaliyet belgesi alan kamu kurumları bulunmaktadır ve henüz bu belgeyi almayan kamu kurumları da olabilir. Bu belgeyi alan kurumların listesi http://www.tib.gov.tr/ adresinde sürekli güncellenerek yayımlanmaktadır. Internet hizmetinin durdurulma yaptırımının kamu kurumlarına yönelik olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından uygulandığı görülmemektedir. Netice itibariyle, yer sağlayıcı faaliyet belgesi almayan kamu kurumları Internet sitesi hizmetlerin kesilmesi riski ile karşı karşıyadır. Bu sebeple, ilgili prosedürler izlenerek söz konusu belge ivedili olarak temin edilmelidir.

2.Yer sağlayıcı olan kamu kurumları tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait Internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.

Yer sağlayıcı olan kamu kurumları, Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 14üncü maddesi uyarınca, aşağıda belirtilen tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait Internet ortamında, kullanıcıların ana sayfadan doğrudan ulaşabileceği şekilde, iletişim başlığı altında, doğru, eksiksiz ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür:
  • Unvanı ve sorumlu kişiler, vergi kimlik numarası veya ticaret sicil numarası,
  • Merkezinin bulunduğu yer,
  • Elektronik iletişim adresi ve telefon numarası,
  • Sunduğu hizmet bir merciin iznine veya denetimine tabi bir faaliyet çerçevesinde yapılıyor ise yetkili denetim merciine ilişkin bilgiler. 
Bu hükme uyulmadığı takdirde; 5651 sayılı Kanun’un 3üncü maddesi uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı(TİB) tarafından iki bin Yeni Türk Lirasından on bin Yeni Türk Lirasına kadar idari para cezası verilecektir.

3.Yer sağlayıcı olan kamu kurumları, yer sağlayıcı trafik bilgisini altı ay saklamakla, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü oluşan verilerin dosya bütünlük değerlerini (hash) zaman damgası ile birlikte saklamak ve gizliliğini temin etmekle yükümlüdür.

Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 3üncü maddesinde yer sağlayıcı trafik bilgisi tanımlanmıştır. Buna göre, yer sağlayıcı trafik bilgisi Internet ortamındaki her türlü yer sağlamaya ilişkin olarak aşağıdaki unsurları içerecek şekilde tutulmalıdır:
  • Kaynak IP adresi,
  • Hedef IP adresi,
  • Bağlantı tarih-saat bilgisi,
  • İstenen sayfa adresi,
  • İşlem bilgisi (GET, POST komut detayları) ve
  • Sonuç bilgisi gibi bilgileri
Diğer yandan bilgilerin doğrulunun ve bütünlüğünün sağlanması için verilerin dosya bütünlük değerlerini (hash) zaman damgası ile birlikte saklamak ve gizliliğini temin etmek yer sağlayıcısı olan kamu kurumlarının önemli bir yükümlülüğüdür. Bu uygulamayı yapmayan bilgi işlem birimleri gerekli teknik düzenlemeleri en kısa yapmalıdır. Söz konusu logların; bilginin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini koruyacak şekilde tutulmaması adli vakalarda sıkıntılara yol açabilecektir. Zaman damgası yönteminin ise tutulan kayıtın alındığı tarihteki hali ile varolduğunu, değiştirilmediğini ve dolayısıyla güvenilirliğini sağlayacağı unutulmamalıdır.Örnek bir http logu şu şekilde olabilir [1]:
144.122.222.234 - - [21/Mar/2008:14:58:01 -0200] "GET 'data/liste.html HTTP/1.1" 200"1 73372 "-" "Mozilla/5.0 (XII: U; Lınux i686; en-L'S; rv:1.8.1.12) Gecko/20080129 Iceweasel/2.0.0.12(Debian-2.0.0.12-Oetchl)"
Bu örnekteki bilgiler kanunda belirtilen şu unsurları ifade etmektedir:
Kaynak IP adresi: 144.122.222.234
Hedef ip adresi: Bu kayıtta bulunmamaktadır"
Bağlantı tarih-saat bilgisi: [21/Mar/2008:14:58:01 -0200]
İstenen sayfa adresi: data/liste.html
İşlem bilgisi (GET komut detayı): GET 'data/liste.htmi HTTP/1.1
Sonuç bilgisi: 200

4.Kamu kurumları, Internet toplu kullanım sağlayıcı olarak İç IP Dağıtım Loglarını elektronik ortamda kendi sistemlerine kaydetmek zorundadır.

Toplu kullanım sağlayıcı, kişilere belli bir yerde ve belli bir süre Internet ortamı kullanım olanağı sağlayan özel ve tüzel kişileri ifade eder. Yasa, yapmış olduğu tanımlamadan sonra toplu kullanım sağlayıcıları ticari amaçlı olan ve olmayan olarak iki ayrı kategoride değerlendirmektedir. Burada unutulmaması gereken şey, Yasanın özellikle ticari amaçlarla bu hizmeti yapanlara sıkı denetim sağlamayı hedeflediğidir. Internet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliğin 3üncü maddesinde ticari amaçla Internet toplu kullanım sağlayıcı, Internet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde belirli bir ücret karşılığı Internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren veya bununla beraber bilgisayarlarda bilgi ve beceri artırıcı veya zekâ geliştirici nitelikteki oyunların oynatılmasına imkân sağlayan gerçek ve tüzel kişiler olarak ifade edilmektedir.Tüm kamu kurumları kendi çalışanlarına Internet kullanımına imkan sağladıkları için toplu kullanım sağlayıcı olarak kabul edilecektir. Eğer ticari amaçlarla bu tür bir hizmet gerçekleştiren bir kamu kurumu varsa mevzuatta belirtilen her türlü şartı yerine getirmekle yükümlü olacaktır.
Internet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliğin 3üncü maddesine göre İç IP Dağıtım Logları şu bilgileri içerecek şekilde tutulmalıdır:
  • Kendi iç ağlarında dağıtılan IP adres bilgileri
  • Kullanıma başlama ve bitiş tarih ve saati
  • IP adreslerini kullanan bilgisayarların tekil ağ cihaz numarasını (MAC adresi) gösteren bilgileri
Kamu kurumları bilgi işlem birimi yönetici ve çalışanları, bu kayıtların yönetmelikte belirtilen şekilde tutmamaları durumunda adli olaylarda sorunlarla karşılaşacak ve güvenlik birimlerinin istediği bilgileri sunamayacaklarıdır. Diğer yandan İç IP Dağıtım Loglarının toplu kullanım sağlayıcıları tarafından nasıl saklanacağı konusunda mevzuatta herhangi bir güvenlik uygulaması belirtilmemiştir. Oysaki ticarî amaçla Internet toplu kullanım sağlayıcılarının İç IP Dağıtım Loglarını TİB tarafından verilen yazılım ile ve bu logların doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini teyit eden değeri kendi sistemlerine günlük olarak kaydetmeleri ve bu verileri bir yıl süre ile saklamaları zorunludur. Burada altı çizilmesi gereken husus, eğer kamu kurumu bilgi işlem birimi yetkilileri bilgi güvenliği açısından hassasiyet taşıyor ise adli makamlara da daha iyi yardımcı olabilmek için, İç IP Dağıtım Loglarını bilginin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini koruyacak şekilde tutulmaları gerekmektedir. Ancak bu husus, mevzuatta öngörülmüş bir durum değildir.

5.Kamu kurumları, Internet toplu kullanım sağlayıcı olarak konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.

5651 Sayılı Yasanın 7inci maddesi gereğince ticarî amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.Konusu suç olan içeriğin kapsamı 5651 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir:a) 26/9/2004 Tarihli ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan suçlar:1) İntihara yönlendirme (madde 84),2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),5) Müstehcenlik (madde 226),6) Fuhuş (madde 227),7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),b) 25/7/1951 Tarihli ve 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.Mevzuatta ticari amaçla Internet toplu kullanım sağlayıcılarının TİB tarafından onaylanan bir içerik kontrolcüsü ile gerekli önlemi almaları gerektiği belirtilirken, ticari amaçlı olmayan Internet toplu kullanım sağlayıcı için herhangi bir şart getirilmemiştir. Bu nedenle, tüm kamu kurumları güvenilir bir yazılım seçerek konusu suç olan içeriğe erişim engelleyecek tedbirler almaları gerekmektedir.

6.Kamu kurumları, Internet ortamında sağladıkları içerikten sorumludur.

İçerik sağlayıcı, Internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Kamu kurum ve kuruluşları kendi Internet sitelerinde sağladıkları içerikten dolayı içerik sağlayıcı kabul edilecek ve 5651 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesi uyarınca sağladıkları içerikten sorumlu olacaktır.Burada önemli olan husus, sağlanan içerik nedeniyle hakları ihlal edilen kişi, yasal yollara başvurmak suretiyle, söz konusu içeriğin yayından kaldırılmasını talep edebilir. Bu tür durumlarda itiraz ve yargı kararlarının uygulanması için belirlenen süreler sınırlıdır. Bu nedenle, bilgi işlem birimi yöneticileri ve diğer sorumlular bu tür durumlarda hızlı hareket etmek durumundadır. Özellikle sulh ceza hakiminin kesinleşen kararının 2 gün içinde uygulanmamasının hapis cezasını gerektirecek müeyyidesi bulunmaktadır. Yasa, içerik sağlayıcının tüzel kişi olması durumunda, bu müeyyidenin yayın sorumlusu üzerinde uygulanacağının altını çizmektedir. Bu nedenle, kamu kurumların Internet sitelerinde yayın sorumlusu olan kişi veya kişilerin daha dikkatli olması gerekmektedir.Diğer yandan içerik sağlayıcı olan bir kamu kurumu, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise, genel hükümlere göre sorumludur.

7.Kamu kurumları, yer sağladıkları hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.

 Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmamasına karşın, hukuka aykırı içerikten Yasada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde haberdar edildikleri takdirde bu içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.  Sonuç olarak, kamu kurum ve kuruluşlarının 5651 Sayılı kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde temel yükümlülükleri şu şekilde özetlenebilir;

Kamu kurumları yer sağlayıcı olarak yükümlülükleri:

  • Faaliyet belgesi almak
  • Tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait Internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmak
  • Yer sağlayıcı trafik bilgisini altı ay süreyle mevzuata uygun olarak saklamak
  • Yer sağladıkları hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmak

Kamu kurumları Internet toplu kullanım sağlayıcı olarak yükümlülükleri:

  • İç IP Dağıtım Loglarını tutmak
  • Konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almak

Kamu kurumları içerik sağlayıcı olarak yükümlülükleri:

  • Internet ortamında kendi web sitelerinde yayınladıkları içeriğe ilişkin sorumlulukları yerine getirmek

Kaynaklar

 [1] http://www.bidb.metu.edu.tr/filesTR/faq/faq_virus_22.php

NOT:Bu yazı www.bilgiguvenligi.gov.tr adresinde yayımlanmıştır.